tamer develioglu
tamer develioğlu
5.Enduro Club Senligi
ve sonrasinda Karadeniz (Inebolu-Amasra)
7-10 Temmuz 2005 tarihleri arasında Kastamonu Benlisulltan Saraycık yaylasında düzenlenen 5. Enduro Club şenliğine katılmak üzere 8 Temmuz günü Ankara’dan sevgili arkadasim Haluk Gulek Suzuki V-Strom DL1000 ve ben sabah 08 civarinda Ankara'dan hareket ettik.
Güzergahımız; Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta-Atkaracalar-Kurşunlu-Ilgaz-Kastamonu oldu.
Güzel havada ve iyi bir sürüşle öğle saatlerinde Kastamonu’ya girdik ve derhal yöresel yemek yapan bir lokantada tarhana çorbası, mantı, etli ekmek ve günlük ev baklavası ile mükellef bir ziyafet çektik.
Yemek sonrası gayet güzel bir yoldan yaylaya ulaştık ve çadırlarımızı kurduk. Uzerimizdeki motor kıyafetlerinden kurtulduk ve biracının tabelasını gorduk:)
Hitit'li dostların toplanma noktası
Dikkatimizi hemen bolgenin insanlarının kurduğu çeşitli yemek yeme üniteleri çekti. Anladık ki, yaylada yemek adına yok yoktu. Öğleden sonra ve akşam üstü büyük çam ağaçları altında, gölgede soğuk biramızı içerken e-mail grubundan adını bildiğimiz ancak tanışma fırsatı bulamadıgımız dostlarla tanışma fırsatı bulduk.
Sevgili dostum Haluk Gulek ..
Akşam olmadan hazırlanan döner, salata ve rakı ile yine mükellef bir akşam yemeği yedik.
Bu arada güneşin batışını karlarla kaplı tepeden izlemeye giden dostlarımız döndüğünde hava kararmıştı. Onlara imrenmedik desek yalan olur. Ama, galiba biz biraz dinlenmeyi ve açık havada içmenin keyfini tercih etmiştik.
Akşam yayla havasının yaz mevsimin dahi bu derece soğuk olabileceğini aklımıza getirmemiştik. Neyse ki, tedarikli idik ama yinede üşümedik desem yalan olur. Sabah en erken kalkanlar arasında idik ve çadırın üstünün, motorların ıslandığını gördük.
Saraycık Yaylası
Sabah kahvaltısını ezogelin çorbası ile yaptık ve yola devam etmek üzere çadırlarımızı topladık. Kahvaltıda yine adını bildiğimiz, karşılıklı mesajlaştığımız başka dostları da tanıma fırsatı elde ettik. Teşekkürler Enduro Club…
Kamptan ayrıldıktan sonra Murat Kızak’ın tavsiyesi ile önce tarihi İzbeli Çiftliğine uğradık. Burası Osmanlı Padişahı tarafından İzbeli ailesine verilmiş bir yer. Konak yaklaşık 200 yıllık. Son 4 yıldır turizme açılmış. Hepsi çiftlik mahsulü kaymak, tereyağ, envai çeşit reçel, köy yumurtası ile bir kahvaltıda burada yaptık. Çok güzel ve lezizdi kesinlikle tavsiye ederiz.
Ardından Kastamonu kalesi ve kaya mezarlarını da ziyaret ettikten sonra İnebolu tarafına yola devam ettik.
Kure
Bu senenin gercekten en keyifli parkuru Inebolu-Amasra arasıydı..
İnebolu Cide arası yine mükemmel virajları, manzarası ile harika sürüş keyfi verdi bize.
Tek kelimeyle muhteşemdi. Harika manzara, doğru eğimli virajlar ve boş sayılacak bir yol. Başka ne istenir. Mesafe 170 km. Bir virajdan çıkıp diğerine yatmak ve sağda denize inen derin uçurumu izlemek muhteşem bir duygu. Zorlu parkuru yaklaşık 4 saate tamamladık.
Yolda resim çekmek ve manzara izleme amacıyla duruşlarımız dışında sadece Cide’de mola verdik.
Karadeniz kıyılarında insanlarımızın denize girmek üzere plajları nasıl doldurduğuna Cide’de de şahit olduk.
Amasra
Amasra’ya yaklaşınca önce Çakraz koyuna girdik. Güzel koy, temiz deniz ama orada gecelemeyi düşünmediğimizden yola devam ettik. Cumartesi gecesi olduğundan Amasra'da kalabalık ve oteller dolu idi.
Neyse deniz kıyısında bir pansiyona yerleştik.
Akşam menüsü rakı ve balık oldu tabii ki… Restorandan denize bakış...
Ertesi sabah erkenden denize girdikten sonra eşyaları toplayıp Ankara’ya dönüş yoluna çıktık. Güzergahta sadece Karabük şehri çevre yolundaki çalışma nedeniyle sıkıntımız oldu.
Toz ve yeni sulanmış yolun çamuru motorları batırdığı gibi benimde ustumu başımı kirletti
Bir onceki Birkez daha Akdeniz gezisine gitmek icin tiklayin