Egirdir Gölü-Kovada Gölü-Yazili Kanyon Milli Parki

Haziran ayi basinda motora binerken olusan agrilarin artmasi ve bunun yasamimi etkilemeye baslamasi uzerine doktora gittim ve cekilen emarda görünen yillar önce kirmis oldugum kuyruk sokumu kemiginin tekrar kirilmis oldugunu ve ust baglantida da bir oynama oldugunu tespit etmeleri benim icin kötü haberdi..Motora binememek hemde sezonun baslangicinda olacak sey degildi...yaklasik uc ay  motorla gezi  hayalleri kurarak ve ortopedistinden fizik tedaviciye bir suru doktor gezerek gecti..Bu arada bos durmayip motorumun sele kismiyla ilgili yapilan tum modifikasyonlari inceledim..Tami tamina 4 ayri modifikasyon uyguladim..ve en sonuncuda neticeye ulastim.. Visco Statik Memory Foam..Su an bu malzeme sayesinde motora biniyorum..Teknolojiye tesekkurler.. Ve dogal olarak sevgili dostum Haluk Gülek’le ilk test surusune ciktik..Istikamet Abant..ama otobandan..fazla darbe almadan..Öyle özlemisim ki) ona hic öne sen gec diye teklifte bulunmadim..Cok keyifliydi 160-180 km  süratlerle abanta gidip yemek yiyip geldik..Gerci ondan sonraki bir kac gun otururken yururken cok agrim oldu ama bunu zaten bekliyordum..hic sikayet etmedim) Önemli olan motorun uzerinde buyuk agri yasamadan kullanmakti ve yaklasik bunu becerdim...

Derhal gezi planlari güncellendi ve Halugun hafta sonu bir yerlere gitsek ama kuzeyde yagis var ne yapsak ki sorusuna cevabim: Egirdir golu , Kovada ve Yazili kanyon oldu.. Bu gezi gecen sene BMW grubu tarafindan yapilirken son gun cikan bir aksilik nedeniyle katilamamistim. Simdi gerceklesecekti..2-3 Eylul 2006

 

Saat 12:30 gibi yola koyulduk. Ankara Polatli arasinda ben önde seyrediyor ve hizimi radara yakalanmayacak sekilde ayarliyordum. Acikcasi cok uykum geldi)

 Polatlidan Yunak istikametine döndükten az sonra 16 km yol calismasi levhalari karsiladi bizi. 16 km yeni dökülmüs micir ve 1 seridi kaplayan tepelenmis micirla daralmis yol. 16 km ayakta gitmek hem keyifliydi hemde seyahatin basinda yorucu..Öncesi ve sonrasindaki eski asfalt bildigimiz sicak asfalt ama her nedense bu yönetim, iyi asfaltlari kötü micir yollara çevirmekte israrli ..Daralan yolda araç ile karsilasildiginda cekilen sikinti ,öndeki aracin tozu ve tas atmasi, arac gecerken  motorun arkasinin yolda gezmesi de isin cabasi.... Aksehir’deki molada karsilastigimiz kamyon sürücüsünden ögrendik ki, onlar gecerken bir arac takla atmis  micirli yolda. Yazık degil mi milli servete, can ve mala?

Arada durmamiza ragmen ilk uzunca molayi Yunak’ta verdik. Benzinlikte motorun tozlanan teker,fren balatalari ve alt kismini yikadik. Dondurma yedik.

 

Bundan sonraki istikamet Aksehir. Yol güzergahi güzel, sürüs keyfi yerinde. Aksehir’de Nasrettin Hoca’nin yogurt mayasi caldigi gölü görmek icin bakinirken girisini gecmisiz de haberimiz yok. Kismet degilmis artik dedik. Mola Aksehir cikisinda benzinlikte.

 

Burada su icme fırsati bularak, dinlendik. Daha önce de bahsettigim kamyoncularla karsilastik. Polatlı’dan kavun karpuz almis Sarkikaraagac’a götürüyormus. Epeyce motor muhabbeti ve yollarin durumunu konustuktan sonra Gelendost’a gitmek üzere daga tırmanisa gectik. Az gittikten sonra yolun kenarindan Aksehir ovasinin cok güzel göründügünü fark edince resim cekmek üzere durduk.

 Tirmandigimiz dag yollarinda da calisma var. Bugün sansimiz toz, toprak galiba. 1600 mt Yellibel gecidini toz toprak icinde astiktan sonra dagdan asagiya indik. Ulastigimiz kavsakta Gelendost istikameti gösterilmiyordu. Hem onu sormak hemde dinlenmek üzere benzinlige girdik. Herzaman oldugu gibi halkimiz motorculara büyük ilgi gösteriyor. Bu arada Haluk elini yuzunu yikarken bende orada calisanlarla sohbete daldim ve  ikram ettikleri kaynamis misir iyi geldi)   . Kavsaktaki dogru istikametin ilerisi oldugunu ögrendikten sonra düstük yollara, ver elini Gelendost.

Gelendost, Isparta’nin elma üretim ve depolama bölgesi. Mevsim itibariyle de elma sezonu yaklastigindan agaclar yerlere kadar elma dolu idi. Yolun her iki tarafinda da soguk hava depolari vardi .

 

Haluk öndeydi ve bir anda yavaslamaya basladi ama yolun ortasindaydi, nedense sinyal de vermedi. Bende dogal olarak yavaslamaya basladim ancak onun yolun sagina yanasip duracagini dusunerek soluna ciktigim anda oda sola dogru donme girisiminde bulundu. Benim solundan geldigimi gormesi ve tekrar saga kacmasiyla benim onun solundan gecmem saliseler icinde gerceklesti..Eger sola girmeye devam etseydi kesinlikle carpardim..Bir anlik dalginlik yada kararsizlik kotu sonuclanabilirdi.Bunu daha sonra tartistik.Haluk sinyalsiz asla hareket etmez ama o an dalmis...Neyse orada durmadik ama az ileride Haluk yol kenarinda elma satan  adami görünce durdu. 2 elma istedi ama o, 1 kg vereyim zaten kg’i 1 YTL dedi. 5 elma, 1 kg geldi. Haluk cakı ile kabuklari soydu ve ikimizde birer elma yedik. Mayhos ve lezzetliydi gercekten. Üzerleri elma dolu agaclarin önünde de fotograf cektirmemek olur mu hic?

 

Simdi istikamet Egirdir gölü. Gelendost’tan az sonra gölün kiyisindan süzülerek Egirdir’e giden yoldayiz, nihayet. Kivrimlari ve gölün havasi sanki karadeniz kiyisinda virajlı yollarda seyahat ediyormus  hissi veriyor insana. Biraz ileride karsidan Egirdir ilcesini ve meshur yarim adayi görünce fotograf cekmek icin durduk tabii. Göl üzerindeki karabataklarda hostu. O gün epeyce rüzgar oldugundan sanirim göl bulanik ve rengi hos degildi ama yine de suya bakmak güzel.

 

Egirdir’e ulastigimizda dogru yarim adaya gittik ve bir tur attiktan sonra Craisos Otel’e yerlestik. Pazarlikla oda kahvalti 40 YTL adam basi. Yarimadanin rüzgar almayan kisminda otelimiz. Sahibi emekli Egridir Turizm Müdürü. Oteli satin alip restore etmisler. Fena degil, özellikle yemek ve kahvalti salonu en üst katta ve büyük camlarla cevrili ferah, manzarali bir yer. Lobide pekcok kayak takimi görünce sorduk. Davras kayak merkezine otobüsle misafirlerini götürüyorlarmis ve kayak kiralıyorlarmıs. Otelin önünde göl gezisi icin teknesi bile var. Bravo Müdür Beye. Turizmin her neviinden yararlaniyor, her mevsimde.

 

Otelin önünde göl üzerine yapılmis ahsap balkonda güzel havalarda oturulmaya deger. Ancak, göl sinekleri cokca mevcut. Gölün dibi cok temiz degil.

 

Egirdir’de bir doga katliamı ve görüntü kirliligi dikkatimizi çekti. Sehrin arkasindaki dik dag kesilmis ve önüne yüksek bloklar yapilmis.. Sanirsiniz baska yer yok... Hadi onu gectik, tamamen heyelana acik bölge ve yüzlerce konutta binlerce insan. Allaha emanet.

 

Dus alip disari ciktigimizda  günes batmak üzereydi. Son kare pozlari da cektikten sonra hemen kösedeki restaurant’a gidip oturduk. Günes raki burcuna girmisti artik ) Soguk mezeler, deniz levregi ve Tekirdag rakisi. Muhabbet güzeldi ama lezzet icin ayni seyi söyleyemeyecegim..Daha iyi olabilirdi..

 

Otele döndügümüzde saat 22:00 gibi olmustu. Zincirleri yaglamak gerekiyordu.  Birisi motoru yan sehpa üzerine kaldiracak ki, diger yaglasin. Benim motorumu Haluk kaldirdi ben yagladim. Sonrada tersi..Iki kisi olunca pratik islem.Fazla oyalanmadan odalara cekildik ve sabah 08:00 e kadar guzel bir  uyku sonrasi en üst kattaki kahvalti odasina ciktim. Müthis manzara esliginde güzel bir kahvalti yaptik. Ben yagda kizarmis yumurtali ekmekleri yutarken Haluk "kolestrol" diye soyleniyordu)  Fotograf cektirdik.  Ama bir türlü garsonun, flas patlatip yüzlerimizin karanlik cikmasini engellemesini saglayamadik. Kismet.

 

 09:00 gibi otelden ayrildik. Ilk hedef Kovada Gölü.

 

Yakin ve yol temiz. Ama bu gölde yine bulanik.Dogrusu biraz hayal kirikligi...Ben gözumde buyutmusum demek ki... Birkac poz fotograftan sonra Yazili Kanyona gitmek icin yola koyulduk.

 

Muhtesem manzarali, virajli, orman icinde yollar kat ederek ( bu kisimda da calisma olan ham yol vardi) ve Yazılı Kanyon Tabiat Parkı tabelalarini takip ederek 12:00 gibi kanyona vardik. Bu arada hic km tabelasi olmadigi icin kovada golunden 20-30 km sonradir gibi bir duyguyla yola cikip 70 km ye yakin tabelalar esliginde kanyona ulasmak sonlara dogru yahuu nerde bu kanyon diye Halukla sakalasmamiza yol acti..

 

Kovada Gölü

 

Micira dikkat

 

Manzara muhtesem

 

Ama daha iyi fotograf cekmek icin tirmanmak gerek)

 

Burasi dagbasi..telefonlar cekmiyor)

 

Hava harika yazlıklar var üzerimizde

 

Cok büyük degil ama muhtesem görüntüsü olan, deresinde akan bol suyu ve yesili ile siradisi bir doga harikasi. Büfe var. Her türlü alkolsüz icecek ve hemde soguk. Canli Alabalik ta var. Isteyen cadirda kaliyor. Elektrik ve tuvalet imkani da mevcut.

 

Büfeyi isleten bayan bize suyun kaynadigi  yere dogru yürümemizi ve görmemizi salik verdi. Muhtesem BMW yazlik pantalonlarin dizden altini fermuarindan acarak cikarttik, ayaklarimiza hafif ayakkabilarimizi giydik. Elimizde su ve fotograf makinalari basladik suyun kaynagina dogru yürümeye.

 

30 dakika kadar gittikten sonra dik kayalarda oyulmus evler gördük. Öylesine dik ve yüksekte idiler ki, nasil cikarlarmis oralara insanlar bilemiyorum. 

 

  Kayalarin arasindan coskuyla fiskirip basdöndürücü bir hizla Akdeniz'e dogru dar kanyon boyunca akan ve ileride Göksu Cayi'ni olusturan bu tertemiz kaynak tam bir doga harikası. 

Sayisiz kisi tarih boyunca bu gecidi kullanarak Antalya'dan Yalvac'in Antiocheia kentine yürüyerek ya da katir sirtinda gitmisler.  Her zamanki gibi eskiler yine guzel bir yer secmisler yasamak icin...

 

Suyu takip ederek icerilere yuruyoruz.

 

 Buralar henuz kesfedilmemis..

 

Asagidaki kare sevgili dostum Haluk tarafindan cekildi...Tek kelimeyle  Muhtesem.....

 

Bu kanyona ismini veren yazilar kayalara oyulmus..Ve Epiktetos sunlari yazmis..

Hür insan üzerine siir
Ey yolcu, yol hazirligini yap ve koyul yola; sunu bilerek :
Hür kisi sadece karakterinde hür olan kisidir
Kisi hürriyetinin ölcüsü bizzat kendi dogasinda bulunur
Ve kararinda ictenlikliyse hür kisi ,
Yüreginde ise dürüstlügü, iste bunlar asil yapar kisiyi
Ve bununla yücelir hür kisi hatalarla degil.
Ana-babadan gelen uydurma bir asaletten tad almaz o :
Zira ana-baba degildir hür insani doguran
Zeus'tur herkese ata olan ve de tek kök insanogluna
Herkesin tek sansı vardir. O alir kader icabi beden güzelligini
Budur soy güzelligi ve hür olma hali gercek anlamda.
Ruhen köle olan ise sakinmaz kötü sözden, katmerli köle de olsa
Asiriliktir siari bu kisinin, yüreginde soysuzluk vardir
Ey yolcu, Epiktetos köle bir anadan dogmustu, ama
Yüceydi herkesten, bir kartal gibi: bilgelikte ise takdire sayandi ruhu
Söylemem gerekirse, tanrisal bir varlik dogurdu onu. Keske simdi de (bu mümkün olsa)
Böylesine yararli ve sevinc kaynagi bir insan
Tüm ünlü kisiler arasinda köle bir anadan dünyaya geldi.

 

 Geri döndügümüzde 1 saati askin süre olmustu. Bol fotograf cektik. Öglen yemegimiz alabalık ve salata. Hemde kömür atesinde pismis balık. Ikiser tane yedik.  Yemegimizi akan suyun üzerine kurulu iskeledeki tahta masada yedik. Fakat tek kusuru bol miktardaki karasinek ve  esekarisi. Esek arilari bildiginiz gibi degil..XXXL)   Yemegi biraz eziyet haline getirdiler sonunda.

Yüz ifadem herhalde su sicakligi hakkinda fikir veriyordur)

 

14:00 gibi Kanyondan ayrildik. Cikis yolunda kapali bir virajda yolu tamamen kapatarak suratle donen jandarma minubusuyle burun buruna geldim..Tamamen refleksle yolun  sagindaki cukura indim ve yanimdan gecti..bir anda goturuyordu beni neredeyse ...

Tarif üzerine 14 km sonra kötü yazilmis bir Isparta tabelasini görüp döndük. Az ileride bir yol ayriminda büyük bir dügün konvoyuna rastladik. Isparta ne taraf dedik, gösterdiler. Ama az sonra yol bitti.)) Resmen greyderin acip biraktigi satih üzerinde ilerleyerek 1300 mt rakima tirmandik..Boyle bir yolda 180 derecelik dik virajlar enteresan oluyor)  Sonra ayni yol kosullarinda bayır asagiya. Taslar, toz ve toprak. Asfalta vardigimizda  piknik yapan motorcu yerel genclere güzergahi sorduk. Devam ettik. Az ileride “Antalya 100 km” tabelasını görünce sasirdim. Biz toroslari haritada olmayan toprak bir yoldan asip neredeyse Antalya’ya varmistik.) Saat 15:00 gibi olmustu ve daha çok yolumuz vardi dönüs icin. 

 

Yol bizi Isparta-Antalya karayolunun Isparta’ya 25 km kadar mesafedeki tüneller bölgesine cikartti. Yillar önce 150 cc Aprilia Leonardo scooter ile ilk seyahatimde burada durup fotograf cekmistim. Nostaljik bir durumdu yani, yillar sonra ayni yerde 1000 cc Suzuki Vstrom ile)  Sonra Isparta üzerinden Afyon Varan tesisleri ilk duragimiz.. Kaymakli ekmek kadayifi yedik. Ohh kendime geldim.) ..Yoldaki trafik o kadar artti ki artik 5-10 araba birden geciyorum..Surekli araba sollayarak gidiyoruz..Haluk ta arkamda cok keyifli bir surus)  Diger mola yerimiz Sivrihisar’daki Balık & Gözleme yapan mekan. Burada Ankara’ya dönüs istikametinde yolcusu ile Yamaha FZR vardi. Onlarda gözleme ve cay molasina durmuslar. Gecen seneyi hatirladim birden...Ne güzeldi o gezi)   Sadece cay ictik ve artik hava kararacagindan biran evvel yola devam ettik. Aslında buranin yumurtali balli kaymakli gözlemesi meshur...ama o kadar kalabalik ki bir turlu siparis veremedik..galiba birazda toktuk ..

Hava kararmaya basladi..Önumuzde kirmizi arka farlardan olusan bir konvoy...Ankaraya kadar...Solla solla bitmiyorlar) 

 Sonunda eve varis 20:30 gibi gerceklesti.

Bir geziyi daha tamamladik..yaklasik 1000km lik keyifli bir parkur..

 

Bir sonraki geziye hazir ve enerjilenmis halde hayaller kurulmaya baslandi bile)

 

 

 

 

Bir önceki Suzuki DL1000 V Strom sayfasina gitmek icin tiklayin